Daloğlu'nun 2014 Tekirdağ DEFİ şampiyonu olmasıyla ilgili, Güven SERİN arkadaşımızın HABERTRAK gazetesindeki yazısını aynen aktarıyorumı

Yaklaşık 2,5 saat süren karşılaşma seyir keyfi yönünde oldukça yüksekti. Her iki oyuncu da şampiyonluğa yakındı. Final maçı olma sebebiyle Defi Oyuncularından oluşan seyirci oldukça heyecanlıydı.

Maç öncesi fısıltılar Daloğlu’nun bir adım önde olduğunu söylüyordu. Tenisin en sevdiğim tarafı insan felsefesine, iç barışına, zarafetine oldukça uyan bir spor oluşu. Her iki oyuncu da bu felsefeye uygun olarak el sıkıştılar.
1 No’lu Kapalı büyük maça hazırdı. Seyirce de öyle. Bir adım önde gösterilen Mehmet Daloğlu ve rakibi Mustafa Kambur. Mustafa Kambur için fısıltılar ise şunu söylüyordu; oyun psikolojisi ve gününde olursa çok şey yapar.
 Beklenen an geldi ve maç başladı. Seyredenlerin alışık olduğu gösteri, 2014 yılının büyük koşusu bu final maçıyla sonlanıyor. Yenen birinci, yenilen ikinci olsa da, bir yıllık koşunun, büyük zahmetlerin ardından gelecek önemli bir netice…
Maçın ilk anları Daloğlu’nun hızlı ve sert servisleri damgasını vurdu. Belli olan şey, Daloğlu da, Kambur da maçı son ana kadar bırakmayacaklardı. Sert servislerin ve oyuna ısınmanın ardından maç kendi seyir zevkini, alkışını, terini güzel bir gösteriye dönüştürdü.
Karşılaşmanın ilk yarım saati oldukça hızlı geçti. Maç 3-3 ciddi bir mücadeleye tanıklık ettik. Her iki oyuncu da kopma yaşamazken, Daloğlu’nun sert ve hızlı servisine aynı hız ve sertlikle Kambur da karşılık vererek “ son söz söylenmedi daha” mesajını maçın bitimine kadar devam ettirdi.
 Mustafa Kambur’un öne çıkan Forehand vuruşları ilk seti belirleyen, 6-3’lük neticeye giden önemli anlardı. Kambur çok önemli bir sayı üstünlüğü yanında psikolojik üstünlük de yakaladı. Daloğlu iyi olmasına iyiydi ama Mustafa Kambur da ondan aşağı kalmadığını ilk seti 6-3 alarak gösterdi.
 Her iki oyuncunun da aynı yüksek tempo içinde alkış olan hareketleri oldu. Mustafa Kambur’un aşırtma vuruşu büyük alkışla ödüllendirildi. Mehmet Daloğlu’nun oyun içinde kalan en ölü topu çıkartıp çapraz köşeye gönderme becerisi de aynı yüksek alkışı, 1 No’lu kortun dışına taşırdı.
Tenisin en güzel tarafı da iyi oyunun, gösteriye dönüşen vuruşların, kurtarmaların yüksek heyecanlarla aldığı alkışlar; hangi oyuncuya sempati duyup duymadığınızın hiçbir anlamı kalmaz o zaman.
Zaman zaman her iki oyuncu da oyundan düşer gibi olsa da, final oyuncusu ve en iyi olmalarının bilincindeydiler. Nefesleri kızıştıkça, enerjileri oyundan oyuna aktıkça kaçırdıkları her top, yapamadıkları her kötü vuruşa kendilerince öfke gösterdiler. İşin en ilginci de her oyuncunun kendine kızması bir başka oluyor…
Mustafa Kambur iyi yapamadığı vuruş sonucunda tenis raketini ısıracakmış gibi yapmasının yanında; “ Vur vur vur!” diyerek kendi terapisini yaptı. Mehmet Daloğlu da her kötü vuruşunu ; “ ehee, ehee ama!” seslenişleriyle iyiye dönüştürme uyarısını yaptı.
 İlk oyun Mustafa Kambur’un 6-3 üstünlüğüyle tamamlandı. Geçen dakikalarla birlikte geceye süzülen gün sonu 1 No’lu kortun havası da soğumaya başladı. Oyunun sıcaklığı, soğuktan uyuşan ayaklarımı dengeliyordu. Bir türlü yarıda bırakıp Özkan Hoca’nın lezzetli çayını içmeye gidemedim.
 Maç heyecanı yaklaşık 2,5 saat sürdü. İlerleyen zamanla birlikte oyunlar dengeye kavuştu; 1-1 oldu. Her iki oyuncu kendi becerilerinin tamamını korta döktüler. Oyunların tamamında yüksek alkışlar her iki oyuncu içinde yapıldı. Smaç denemeleri yarı yarıya başarılı olsa da seyirciyi en az geriye düşen toplar kadar heyecanlandıran anlardı.
 3. Oyun Daloğlu’nun üstünlüğüyle sonlansa da Mustafa Kambur’un son ana kadar oyun içinde kalması, oyun psikolojisi açısından seyircinin alkışını kazandı.
2,5 saatlik süre sonucunda Daloğlu Kambur’u 2-1 yenerek 2014 yılı Defi Şampiyonu oldu.  Şampiyonun ödülü olan birincilik kupasını Ali Fetvacı verdi. Şampiyona zafer kazanma heyecanı yaşatan seyircinin gözünde oda bir şampiyon olan Mustafa Kambur’un ikincilik kupası için İsmail Ata bana görev verdi.
Kupalar verildi. Oyuncular kutlandı. Fotoğraflar çekildi. En güzeli de bu oyunun kritikleri… Evren, şaşmaz bir şekilde harekete ihtiyaç duyuyorsa; evrenin bir parçası olan insanda bu harekete ihtiyaç duyar. Spor da bu hareketin en hakiki, sağlam parçalarından birisidir. Tenis, insan ruhuna, felsefesine uyan en güzel sporlardan birisidir.
 2014 Yılı Defi Şampiyonası şampiyonların çay ikramlarıyla sona erdi. Bu güzelliklere katkı veren her oyuncuya TEŞEKKÜR ediyorum. Oyun sahalarında yüksek enerjisiyle her daim heyecanının oyunculara yansıtan İsmail Ata’ya, Songül Keklik'e teşekkür ediyorum.

Dostlar, laf aramızda Özkan Hoca’nın çayları hiç de fena değil; oyun seyri, ritmi, ahengi sonucunda her canlı gibi dinlenme ve dem kokan çay içme iyi geliyor hak eden bedenlere…


Editörün Notu: Çay kahve bahane, maksat muhabbet olsun. :) Tenis Kafe, muhabbet mekanı. :)



1662 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın